Türkçede sert ünsüzlerden “p – ç – t – k” biten bir sözcüğe ünlü ile başlayan bir ek getirildiğinde, bu sözcüğün sonundaki ünsüz yumuşayarak “b – c – d – g”ye dönüşür. Bu kurala ünsüz değişimi ya da ünsüz yumuşaması denir.
"hissetmek - hissedince" sözcüğünda "t" ünsüzünün yumuşayarak "d" ünsüzüne dönüşmesi "ünsüz yumuşaması"na örnektir.
Dilimizde bazı sözcüklerin ünlü harfle başlayan ek aldıklarında veya başka bir sözcükle birleşmesi sonucunda, sözcüğün sonundaki ünsüz harfin tekrarlanmasıyla oluşan ses olayına "ünsüz türemesi" denir.
"his + etmek - hissetmek" sözcüğünde aslında sözcük kökeninde olmayan "s" ünsüzünün kendinden sonra gelen sözcükle birleşerek türemesi "ünsüz türemesi"ne örnektir.
Dilimizde kelimeler ek aldığında, köklerinde değişiklik olmaz. Bu kural iki kelime için geçersizdir. Buna göre, “ben, sen” sözcüklerine ismin –e hali (yönelme durumu) eki getirildiğinde kökteki e sesleri a'ya dönüşür ve bu ses olayına "ünlü değişmesi" denir.
"ben + e - bana" sözcüğü ünlü değişmesine örnektir.
Dilimizde bir kelimenin sonu eğer “FıSTıKÇı ŞaHaP” ünsüzleri olarak bildiğimiz sert ünsüzlerden biriyle biterse ve kendisinden sonra yumuşak ünsüzler olan “c, d, g” yumuşak harfleriyle başlayan bir ek gelirse bu ekin başında yer alan “c, d, g” yumuşayarak “ç, t, k“ye dönüşür. Dilimizde bu kurala “Ünsüz benzeşmesi” ya da bazı “Ünsüz sertleşmesi” denir.
"sakinleşdiği - sakinleştiği" sözcüğünde "d" ünsüzünün "t" ünsüzüne dönüşmesi "ünsüz sertleşmesi"ne örnektir.